Hücrelerimizin yaşamlarını devam ettirebilmek için oksijene ihtiyaç duyar. İhtiyaçları olan oksijen kanla hücrelere taşınır. Hücreler kandaki oksijeni alarak kullandıklarında atık madde olarak karbondioksit üretirler. Karbondioksit kan tarafından hücrelerden toplanır. Peki, kan oksijeni nereden alır ve karbondioksiti nereye boşaltır?
Nefes aldığımızda solunum sistemimiz havadaki oksijenin kana karışmasını sağlar. Kandaki karbondioksit akciğerdeki havaya geçer ve nefes vermek yoluyla dışarı atılır. Nefes almak yoluyla oksijeni vücuda almak nefes vermek yoluyla karbondioksiti vücuttan atmakla görevli yapı ve ırgan solunum sistemi oluşturur. Burun, yutak, gırtlak, soluk borusu ve akciğer solunum sistemimizi oluşturan yapı ve organlardır.

Hava, solunum sistemine burundan girer. Burun boşluğunda girintiler, çıkıntılar ve kıllar bulunur.
Burun boşluğundaki girinti, çıkıntı ve kıllar, buruna giren havadaki küçük tanecikleri tutar.
Burunun içindeki mukus alınan havayı nemlendirir.
Burnun iç yüzeyini kaplayan kılcal damarlar alınan havayı ısıtır.
2.)YUTAK VE GIRTLAK:
Ağız ile burun boşluğu ile yemek ve soluk borusunu birleştiği yere yutak denir.
Alınan havanın soluk borusuna, besinlerin de yemek borusuna geçmesini yutak ve gırtlak sağlar. Gırtlakta bulunan ses telleri ile ses oluşumu sağlar.
3.)SOLUK BORUSU:
Havanın akciğerlere iletilmesini sağlar. Üst üste dizilmiş C harfi şekildeki kıkırdaklarla desteklenmiştir. Bu kıkırdaklar soluk borusunun katlanmasını engeller. Soluk borusunun düz olan arka yüzü yemek borusuyla komşudur.
Soluk borusunun iç kısmı zarla kaplıdır. Bu zar kaygan ve yapışkan bir salgı üreterek soluk borusuna girebilecek mikrop ya da toz parçalarını tutarak balgam şeklinde dışarı atar.

Alınan havayı kan arasındaki gaz alışverişi akciğerlerde gerçekleşir. Soluk borusu akciğerlere girerken iki kola ayrılır. Bu kollara broş adı verilir. Broşlar akciğer içinde gittikçe incelen broşçuk adı verilen birçok kola ayrılır. Broşçukların ucunda, çok ince duvarları olan alveoller bulunur. Alveollerin duvarları kılcal kan damarlarıyla kaplıdır. Alınan hava alveollere dolduğunda kılcal damarlardaki karbondioksit alveol içini dolduran hava, alveol içindeki havada bulunan oksijen kılcal damara geçer. Alveoller akciğerin süngerimsi yapıda olmasına neden olur.


İnsanlarda soluk alıp vermek kaburgalar arası kaslarla, diyafram kasının kasılıp gevşemesi sayesinde gerçekleşir.
Diyafram kası ile kaburgalar arası kaslar birlikte çalışarak göğüs boşluğunun hacmini artırıp azalır ve gaz değişimini sağlarlar. Göğüs boşluğunun hacmi arttığında dışarıdaki hava akciğerlere dolar. Göğüs boşluğunun hacmi azaldığında içteki hava soluk verme yoluyla dışarı atılır.
6.)SOLUNUM SİSTEMİNİN SAĞLIĞI:
Hava kirliliği, sigara ve alkol kullanımı, asbest gibi kimyasal maddeler solunumda görevli yapı ve organların sağlığını olumsuz yönde etkiler. Bunun sonucunda bronşit, zatürree, verem, grip, akciğer kanseri, astım gibi bazı hastalıklar ortaya çıkabilir.
Erken teşhis ve teknolojik gelişmeler sayesinde bu tür hastalıklar tedavi edilebilmektedir. Grip aşısı ve astım tedavisinde kullanılan sprey tüpü ilaçlar bu teknolojik gelişmeler arasında yer alır.
Akciğer kanserinin teşhis ve tedavisinde kullanılmak üzere bronkoskopi adı verilen bir alet geliştirilmiştir. Bu sayede erken safhadaki akciğer kanserleri teşhis edilebilmektedir
Boğmaca, nezle, grip, kızamık, kabakulak, zatürree, suçiçeği, difteri(kuşpalazı) , menenjit ve verem de solunum sistemi hastalıklarıdır.
Solunum sisteminin sağlığı için:
- Temiz hava solumaya özen göstermelidir.
- Sigara içilmemeli, içilen ortamda bulunmamalıdır.
- Burundan hava almaya özen gösterilmelidir.
- Soğuk, tozlu ve çok kuru yerlerde bulunmaktan kaçınmalıdır.
- Nezle ve grip olan kişilerden uzak durulmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder