2 Nisan 2013 Salı

6. Sınıf Fen ve Teknoloji: Mikroplarla Savaş


Soluduğumuz havada, yiyecek ve içeceklerimizde, ağzımızın içinde, bağırsaklarımızda gözle göremediğimiz mikroskobik canlılar vardır. Bu canlıların bir kısmı bizim için faydalı iken bir kısmı hasta olmamıza neden olabilir. Gözle göremediğimiz canlılar ancak mikroskopla incelenebilen çok küçük organizmalardır. Bu canlılara MİKROORGANİZMA adı verilir. Hastalıklara neden olan mikroorganizmalara mikrop denir.
Virüsler ve bazı bakteriler zararlı mikroorganizmalardır. Ancak faydalı mikroorganizmalar da vardır. Peynirin, yoğurdun ve sirkenin mayalanmasını sağlayan, bağırsağımızda B ve K vitamini sentezleyen bakteriler yararlı mikroorganizmalardır.
Virüsler ve bakterilerin yapıları birbirinden farklıdır. Bu farklılık zaman zaman virüsler ve bakterilerin yol açtığı hastalıkların tedavi yöntemlerin de farklı olmasına yol açar.
Virüsler bir protein kılıf ve bu kılıfın içinde bulunan yönetici molekülünden meydana gelir. Sitoplâzması olan hücresel bir yapı değildir. Virüsler canlı bir hücreyle temas etmediği sürece hiçbir canlılık belirtisi göstermez. Yani beslenme, solunum yapma gibi canlılık faaliyetleri gerçekleştirmez. Ancak Canlı bir hücreyle etkileşim haline geçtiğinde bu hücrelerin hücre zarına tutunarak hücre zarını eritir ve yönetici molekülünü canlı hücre içine gönderir. Canlı hücre içine giren yönetici molekül bu hücrenin yönetimini ele geçirerek hücre içindeki yapıları kullanır ve yeni virüsler üretilmesini sağlar. Oluşan yeni virüsler doğada hem canlı hem de cansız özelliği gösteren tek varlıktır. Canlı bir hücreyi kullanarak üreyebildiği için canlı olarak nitelendirilir. Ancak canlı hücre dışında hiçbir canlılık özelliği göstermez. İnsanlarda görülen grip, kızamık, hepatit, suçiçeği, AIDS, çocuk felci hastalıklarına virüsler sebep olur. Ayrıca hayvanlarda görülen kuş gribi, kuduz gibi hastalıklarla bitkilerde görülen tütün-mozaik hastalığı da virüslerin neden olduğu hastalıklardır. Bakteriler ise bir hücreden oluşan organizma bakterilerin hücre zarı sitoplâzması bulunur. Ancak hücre çekirdeği bulunmaz. Yönetici molekülleri sitoplâzma içinde dağılmış haldedir. Mitokondri, kloroplast gibi organelleri yoktur. Bakterileri beslenme, solunum, boşaltım ve çoğalma gibi tüm canlılık faaliyetlerini sitoplâzma içinde gerçekleştirir. Virüslerde olduğu gibi canlı olup olmadıklarıyla ilgili bir şüphe yoktur. Bakterilerin bazıları bizim için faydalı iken bazıları bize zararlıdır. Kolera, verem ve üst solunum yolu enfeksiyonları bakterilerin neden olduğu hastalıklardır. Ancak sütün mayalanarak peynir ve yoğurt olmasını sağlayan i üzüm suyundan sirkenin oluşmasını sağlayan bakteriler gibi faydalı bakteriler de vardır.(Verem bakterisi, kolera bakterisi, yoğurt bakterisi)
Solunum sindirim ve dolaşım sistemleri yoluyla her gün milyonlarca zararlı mikroorganizma vücudumuza girmeye çalışır. Grip virüsü taşıyan birinin hapşırması, elinize batan bir kıymık, yeteri kadar iyi yıkanmamış bir meyve, bozulmuş bir gıda, gözümüze sıçrayan bir sıvı mikroorganizmaların vücudumuza girmesi neden olur. Bağışıklık sistemi vücudumuzu zararlı mikroorganizmalara karşı savunur. İlk olarak tükürük sıvısı mide asidi mukus salgısı gözyaşı, deri gibi doğal engeller mikroorganizmalar doğal engelleri aştıktan sonra hastalığa sebep olabilir.
Doğal engelleri aşarak vücuda giren mikroorganizmalara akyuvarlar ve lenf düğümleri savaşır. Akyuvarlar mikropları yutup sindirerek yok ettiği gibi salgıladıkları kimyasal maddelerle mikropların zehrini etkisiz hale getirir. Vücudumuzda kan dolaşımı dışında ikinci bir dolaşım bulunur. Lenf dolaşımı adı verilen bu dolaşım kandan hücreler arasına sızan maddeleri toplayarak tekrar kana karışır. Lenf sistemi lenf düğümleri ve lenf damarlarından oluşur. Lenf damarları içindeki akıcı maddeye lenf denir. Lenf düğümleri İse vücut içindeki mikroplara karşı kurulmuş süzgeçler gibi çalışarak mikroorganizmaları toplar ve vücuda yayılmasını engeller.
Bağışıklık sistemi özellikler mikroorganizmaları vücut içine almamaya çalışır. Mikroorganizmalar vücut içine girmiş ise yayılmalarını engellemeye ya da geciktirmeye çakılır. Bağışıklık sistemi özellikle mikroorganizmaları vücut içine almamaya çalışır. Mikroorganizmalar vücut içine girmiş ise yayılmalarına engellemeye ya da geciktirmeye çalışır.Bir hastalığın mikropları vücuda girdiğinde bağışıklık sistemi savunma maddeleri üretir. Bu savunma maddeleri o hastalığın mikrobuna özgüdür ve hastalık geçtikten sonra da vücutta kalır. Hastalık mikrobu bir süre sonra tekrar vücuda girecek olursa savunma maddeleri mikrobu tanıyarak yok eder. Bazı savunma maddeleri vücutta birkaç ay kullanabilirken, bazıları bir ömür boyu kalabilir. Suçiçeği, kızamık, kabakulak gibi hastalıkları bir kez geçiren insanlar bu hastalığa bir daha yakalanmazlar savunma maddeleri anne sütüyle çocuğa geçebilir. Anne sütü ve geçirilen hastalıklarla kazanılan savunma maddeleri DOĞAL BAĞIŞIKLIK sağlar.
Hastalıklarda savaşmak için doğal bağışıklık için yeterli olmayabilir. Bunun için dışarıdan vücuda verilen aşı, serum ve bazı besin destekleriyle sağlanan KAZANILMIŞ BAĞIŞIKLIĞA ihtiyaç duyulur.


6. Sınıf Fen Ve Teknoloji: Solunum Sistemi



Hücrelerimizin yaşamlarını devam ettirebilmek için oksijene ihtiyaç duyar. İhtiyaçları olan oksijen kanla hücrelere taşınır. Hücreler kandaki oksijeni alarak kullandıklarında atık madde olarak karbondioksit üretirler. Karbondioksit kan tarafından hücrelerden toplanır. Peki, kan oksijeni nereden alır ve karbondioksiti nereye boşaltır?
 
Nefes aldığımızda solunum sistemimiz havadaki oksijenin kana karışmasını sağlar. Kandaki karbondioksit akciğerdeki havaya geçer ve nefes vermek yoluyla dışarı atılır. Nefes almak yoluyla oksijeni vücuda almak nefes vermek yoluyla karbondioksiti vücuttan atmakla görevli yapı ve ırgan solunum sistemi oluşturur. Burun, yutak, gırtlak, soluk borusu ve akciğer solunum sistemimizi oluşturan yapı ve organlardır.
 
1) BURUN:
 
Hava, solunum sistemine burundan girer. Burun boşluğunda girintiler, çıkıntılar ve kıllar bulunur.
 
Burun boşluğundaki girinti, çıkıntı ve kıllar, buruna giren havadaki küçük tanecikleri tutar.
Burunun içindeki mukus alınan havayı nemlendirir.
Burnun iç yüzeyini kaplayan kılcal damarlar alınan havayı ısıtır.
 
 
2.)YUTAK VE GIRTLAK:

Ağız ile burun boşluğu ile yemek ve soluk borusunu birleştiği yere yutak denir.
 Alınan havanın soluk borusuna, besinlerin de yemek borusuna geçmesini yutak ve gırtlak sağlar. Gırtlakta bulunan ses telleri ile ses oluşumu sağlar.
 
 3.)SOLUK BORUSU:

Havanın akciğerlere iletilmesini sağlar. Üst üste dizilmiş C harfi şekildeki kıkırdaklarla desteklenmiştir. Bu kıkırdaklar soluk borusunun katlanmasını engeller. Soluk borusunun düz olan arka yüzü yemek borusuyla komşudur.
 Soluk borusunun iç kısmı zarla kaplıdır. Bu zar kaygan ve yapışkan bir salgı üreterek soluk borusuna girebilecek mikrop ya da toz parçalarını tutarak balgam şeklinde dışarı atar.
 
4.)AKCİĞER:

 Alınan havayı kan arasındaki gaz alışverişi akciğerlerde gerçekleşir.   Soluk borusu akciğerlere girerken iki kola ayrılır. Bu kollara broş adı verilir. Broşlar akciğer içinde gittikçe incelen broşçuk adı verilen birçok kola ayrılır. Broşçukların ucunda, çok ince duvarları olan alveoller bulunur. Alveollerin duvarları kılcal kan damarlarıyla kaplıdır. Alınan hava alveollere dolduğunda kılcal damarlardaki karbondioksit alveol içini dolduran hava, alveol içindeki havada bulunan oksijen kılcal damara geçer. Alveoller akciğerin süngerimsi yapıda olmasına neden olur.
 
 
 
 
 5.)SOLUK ALIP VERME:

İnsanlarda soluk alıp vermek kaburgalar arası kaslarla, diyafram kasının kasılıp gevşemesi sayesinde gerçekleşir.
Diyafram kası ile kaburgalar arası kaslar birlikte çalışarak göğüs boşluğunun hacmini artırıp azalır ve gaz değişimini sağlarlar. Göğüs boşluğunun hacmi arttığında dışarıdaki hava akciğerlere dolar. Göğüs boşluğunun hacmi azaldığında içteki hava soluk verme yoluyla dışarı atılır.
 
 
 
 
 
 
6.)SOLUNUM SİSTEMİNİN SAĞLIĞI:

Hava kirliliği, sigara ve alkol kullanımı, asbest gibi kimyasal maddeler solunumda görevli yapı ve organların sağlığını olumsuz yönde etkiler. Bunun sonucunda bronşit, zatürree, verem, grip, akciğer kanseri, astım gibi bazı hastalıklar ortaya çıkabilir.
  Erken teşhis ve teknolojik gelişmeler sayesinde bu tür hastalıklar tedavi edilebilmektedir. Grip aşısı ve astım tedavisinde kullanılan sprey tüpü ilaçlar bu teknolojik gelişmeler arasında yer alır.
  Akciğer kanserinin teşhis ve tedavisinde kullanılmak üzere bronkoskopi adı verilen bir alet geliştirilmiştir. Bu sayede erken safhadaki akciğer kanserleri teşhis edilebilmektedir
  Boğmaca, nezle, grip, kızamık, kabakulak, zatürree, suçiçeği, difteri(kuşpalazı) , menenjit ve verem de solunum sistemi hastalıklarıdır.
Solunum sisteminin sağlığı için:
  • Temiz hava solumaya özen göstermelidir.
  • Sigara içilmemeli, içilen ortamda bulunmamalıdır.
  • Burundan hava almaya özen gösterilmelidir.
  • Soğuk, tozlu ve çok kuru yerlerde bulunmaktan kaçınmalıdır.
  • Nezle ve grip olan kişilerden uzak durulmalıdır.

     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     
     

1 Nisan 2013 Pazartesi

6. Sınıf Sosyal Bilgiler: Uygarlıkların Beşiği


Anadolu'da kurulan ilk uygarlıklar (medeniyetler):
1- Hititler:
- Başkenti  Hattuşa'dır (Hattuşaş). Hattuşa bugün ilimiz olan Çorum sınırları içinde yer alır.
- Kral aynı zamanda baş rahip,baş komutan ve baş yargıçtı.
- Hitit kanunları gelişmiş ve insancıldı. Ölüm cezası çok azdı.Tazminat yaygındı.
- Kabartmacılıkta ileri gittiler.(İvriz ve Yazılıkaya kabartmaları)
- Hitit krallarının yanında "Tavanna" denilen kraliçelerde yönetimde söz sahibi idi. Buda Hitilerde kadına önem verildiğini gösterir.
- Hititlerin devlet işlerinin görüşüldüğü meclise "Pankuş" adı verilirdi. Pankuş kral ve kraliçeyi yargılayabilirdi. Bu da kralın yetkilerinin sınırsız olmadığını gösterir.
- Hititliler çivi yazısı ve Mısırlıların kullandığı Hiyeroglif(resim yazısı) yazısını kullandı.(Yazıyı Asurlu tüccarlardan öğrendiler)
- Hititliler "Anal" adı verilen yıllıkları yazdılar. Bu Analları tanrıya hesap vermek için yazıyorlardı. Bu nedenle yalan yazmadıkları için Anallar ilk gerçek tarih yazıcılığı sayılmaktadır.
- Dünyanın ilk yazılı antlaşması olan "Kadeş Antlaşması" Hitiler ile Mısırlılar arasında yapıldı.(MÖ 1280)
- Hititler at yetiştiriciliği yaptı. Küçük ve büyükbaş hayvancılık yaptılar. Maden işlemeciliği yaptılar.
- Dinleri çok tanrılı idi.
- Savaş arabaları savaşlarda büyük üstünlük sağlardı. Frigler tarafından yıkıldılar.
2- Frigler:
- Başkenti Gordion şehridir. Bugün Ankara'nın ilçesi olan Polatlıdadır.
- Frigler tarıma büyük önem verdiler. En önemli geçim kaynakları tarımdı. Bu nedenle saban kırana ölüm cezasına kadar ceza veriyorlardı. Bunun nedeni Geçimin tarıma dayalı olması. Dinleri çok tanrılı idi. En büyük tanrıları bereket tanrıçası Kibele idi.(*Bu durum ekonomik uğraşıların hukuki ve dini yapıyı şekillendirdiğini gösterir.
- Çivi yazısı kullandılar.
- Kral Midas ünlü bir kralıdır. Tarihte eşek kulaklı Midas olarak yerini almıştır.
- Friglerin dokuduğu kilimlere "Tapates" adı verilirdi.
- Hayvanların konuşturulduğu "fabl" hikayeleri yazmışlardır.
- Krallarını ve soyluları Tümülüs denen mezarlara gömmüşlerdir.
- Bu devleti Kimmerler yıkmıştır.

3- Lidyalılar:
- Başkentleri "Sard" şehridir. Bugün Manisa'nın Salihli ilçesindedir.
- Lidyalıların en önemli özelliği parayı bulmalarıdır.(Ticaretle uğraştıkları için)Paranın bulunmasıyla ticaret gelişmiş ve hızlanmıştır.
- Ticaret yapmak için "Kral Yolu" adı verilen ticaret yolunu kurdular.
- Süs eşyası ve parfüm ticareti yaptılar.
- Çivi yazısı kullandılar.
- Orduları paralı askerlerden oluştuğu için fazla uzun ömürlü olmadılar.
4- İyonlar:
- İyonlar şehir devletleri halinde yaşadığı için belli bir başkentleri yoktur. Efes, Milet, Foça, İzmir önemli şehirleri idi.
- İyonyalılar özgür düşünceye ve bilime önem vermişler. Bu nedenle bir çok bilim adamı yetiştirmiştir.
- Tıpta Hipokrat, tarihte Herodot, felsefe'de Diyojen, matematikte Pisagor, Thales gibi bilim adamları yetişmiştir.
- Deniz ticareti yapmışlar ve başka ülkelere koloniler kurmuşlardır. Yerleştikleri kolonileri sahiplenmişlerdir.
* Koloni: Bir devletin kendi ülkesinin sınırları dışında egemenlik kurarak yönettiği ekonomik veya siyasal çıkarlar sağladığı ülke, sömürülen 
- İyonyalılar Fenike alfabesini kullanmışlardır.
- Bugünkü Avrupa uygarlığının temelinin oluşmasını sağlamışlardır.
- Tanrıları insan şeklindeydi.
5- Urartular: 
- Başkenti Tuşpa'dır. Bugün Van ili sınırları içinde yer alır.
- Taş ve maden işlemeciliğinde gelişmişlerdir.
- Tarımı geliştirmek için barajlar, göletler kurdular. Su kanalları açarak sulama yapmışlardır.
- Çivi yazısı kullanmışlardır.
- Oda şeklinde kaya mezarları yapmışlardır. Ölümden sonra yaşama inandıkları için mezarlarına insanların günlük kullandığı eşyaları konmuştur. Dinleri çok tanrılı idi(Hititlerden etkilenme) 
MEZOPOTAMYA
1-Sümerler:
- Mezopotamya (Fırat-Dicle arası) uygarlığını başlattılar. Şehir devletleri halinde yaşadılar. Bu şehirleri Ensi veya Patesi denilen rahip krallar yönetiyordu.
- Kral aynı zamanda baş rahip, baş komutan ve baş yargıçtı. Kraldan sonra en yetkili kişi kraliçedir.
- Zengin oldukları için orduya önem verdiler.
- İnançlarından dolayı matematik, astronomi ve geometri ile ilgilenmişlerdir.
- Düzenli bir sulama sistemi yapmışlar tarıma önem vermişlerdir.
- İlk yazıyı ve tekerleği buldular.
- Evlerini kil tuğlalardan yaptılar.(Orman olmadığından)
- Tufan ve Gılgamış destanları meşhurdur.
- Dinleri çok tanrılı idi. Tapınaklarına Ziggurat denirdi.
2-Asurlar:
Yukarı Mezopotamya'da kurulmuştur. Başkentleri Ninova'dır. Ticaretle uğraşmışlar, Sümerlerden öğrendikleri yazıyı Anadolu'ya getirmişler ve Anadolu'da tarih çağlarını başlatmışlardır. İlk kütüphaneyi ve arşivi yaptılar. Dinleri çok tanrılı idi. Geliştirdikleri ağırlık ve uzunluk ölçülerini daha sonra Yunanlılar ve Romalılar kullanmışlardır.
3-Babiller:
Mezopotamya'da kurulmuştur. En tanınmış hükümdarı Hammurabi'dir. Çok sert kanunlar yapmıştır.
- Dinleri çok tanrılı idi. Tapınaklarına Ziggurat denirdi.
- Astronomi ile ilgilenmişler, güneş ve ay tutulmalarını kaydetmişlerdir. Sümerlerden etkilenmişler, bir çok alanda onları geçmişlerdir.
- Babilin asma bahçeleri meşhurdur.
Haber Kaynak Adresi: 6. Sınıf Sosyal Bilgiler Anadolu Uygarlıkları Konu Anlatımı - Ders Notu ( Hitit, Frigya, İyon, Lidya, Urartu ) http://www.ilketkinlik.com/anasayfa/yazigoster/6-Sinif-Sosyal-Bilgiler-Anadolu-Uygarliklari-Konu-Anlatimi-Ders-Notu-Hitit-Frigya-Iyon-Lidya-Urartu-#ixzz2PCzx9WBm

3. Ünite: İpek Yolunda Türkler

KAYNAKÇA:http://aygunhoca.com/sosyal-bilgiler/48-6-snf-sosyal-bilgiler-konular/1809-6-sinif-sosyal-bilgiler-3-unite-ipek-yolunda-turkler-ders-notlari.html
AVRUPA HUN DEVLETI
- Kurucusu Balamir Han'dır.
- Anadolu'ya ilk Türk akınları bu dönemde olmuştur.
-Atilla (En büyük hakanıdır.)döneminde Bizans vergiye bağlanmıştır.
-Batı Roma üzerine sefer yapılmış, fakat Papanın Hıristiyan dünyası adına Roma'yı kendilerine bağışlamalarını istemesi üzerine buranın alınmasından vazgeçilmiştir.
-Fransa üzerine düzenlenen Galya seferi Batı Roma'yı yalnız bırakmaya yöneliktir.    

1. Köktürk Devleti (GÖKTÜRKLER)
- Bumin Kağan 552'de Avar Türklerini yıkarak Göktürk devletini kurdu. - Ötügen başkent olmuştur.
- Bumin Kağan gelenekler uyarınca ülkenin batısını kardeşi Istemi'ye verdi.Istemi Ipek Yolunu ele geçirmek için önce Akhunlara karşı Sasanilerle sonra Sasanilere karşı Bizans ile ittifak yaptı.
- **Türk adını kullanan ilk devlettir.
-Göktürk adı Göktürk yazıtlarında Kök-Türk şeklinde yazılmıştır.
- Bumin Kağanın ölümünden kardeş kavgaları ve Çin entrikaları ile Göktürk Devleti 630 yılında yıkıldı.
2. Köktürk Devleti (II.GÖKTÜRK DEVLETI)
- Kutluk Han 681 den itibaren Göktürkleri yeniden bir araya getirerek 2. Göktürk Devletini kurdu. Bu devlete bu nedenle Kutluk Devleti de denilmektedir
.-Bu devlet en parlak dönemini Bilge Kağan, Kültigin veVezir Tonyukuk zamanındadır.
-Devletin zayflaması üzerine Türk boylarından Basmıller, Karluklar ve Uygurlar isyan ederek 742 yılında yıkıldı.
-** Göktürklerden günümüzü kalan en önemli eser Orhun Yazıtlarıdır(Göktürk Kitabeleri). Bu kitabeler Bilge Kağan, Kültigin Kağan ile vezir Tonyukuk adına dikilmiştir.
-** Bunlar yazılı ilk Türk belgeleridir. Orhun alfabesi ile yazılmıştır.Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'ne benzer.Moğolistan sınırları içindedir.
-** Bu yazıtları Danimarkalı Wilhem Thomsen (Vilyım Tamsın) çözmüştür.    

UYGUR DEVLETI:
- Karluk ve Basmiller'le birleşerek II.  Göktürk Devletini yıkan UYGURLAR Orhun bölgesinde UYGUR
DEVLETI'ni kurdular.(745)  Kurucuları KUTLUK BILGE KÜL KAĞAN, merkezleri Ordubalık (Karabalsagun)'dur.
- Uygurlar Yerleşik hayata geçen ilk Türk topluluğudur.Bu yüzden kale tapınak gibi kalıcı sanat eserleri yaptılar.Din özgürlüğü vardı.Fakat dini terimler Türkçe idi.(Milliyetçilik)
- Manihizm'e inandılar. Bu inanışta et yemek günah sayıldığı için vücut yapıları değişti.  Ve savaşçı güçlerini kaybettiler.
-18 harfli Uygur Alfabesini hazırladılar.
- Cengiz Han'ın egemenliğine girmelerine rağmen medeniyette geliştiklerinden Moğollar'ı devlet teşkilatı, ticaret, bilim, sanat, alfabe gibi konularda etkilediler.
-Moğolların Türkleşmesinde önemli bir rol oynadılar. (Özbek ve Çağatay Türkleri)
-Ilk Müslüman Türk Devleti  Karahanlılar'la savaştılar.(Sebep Uygurların Budizmi, Karahanlıların  Islamiyeti yaymak istemeleri.)
-Tahta harflerden MATBAA'yı oluşturdular, pamuktan KAĞIT yaptılar.
- Kırgızlar tarafından 840 yılında yıkıldılar.

6. Sınıf Sosyal Bilgiler 3. Ünite: İpek Yolunda Türkler Konu Anlatımı



İpek Yolu: Çin'den başlayıp Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Iran üzerinden Istanbul' kadar uzanan yola ipek yolu adını veriyoruz. Çin'den ipek ticareti yaygın olarak yapıldığı için yola bu ad verilmiştir.
Orta Asya Türk Göçleri
Nedenleri
1- Nüfus artışı ve toprakların yetersiz kalışı,
2- Olumsuz iklim şartları(Kuraklık, şiddetli kışlar)
3- Kendi aralarında ve diğer kavimlerle olan mücadeleler
4- Salgın hastalıklar
5- Türklerin Cihan hakimiyeti düşüncesi.
6- Çin'in baskı ve hileleri
*Türklerin atı evcilleştirmiş olması,araba ve tekerleği bilmeleri ve fetih politikası göç etmelerini kolaylaştırmıştır.
Göçlerin Sonuçları
1-Göç edenlerin çoğu sayıları az olduğu için milli benliklerini(Türklüklerini) unuttular.
2-Türkler gittikleriyerlere daha yüksek bir medeniyet götürdüler.
3-Türkler farklı medeniyetlerin kaynaşmasına sebep oldular.
*Türkler teşkilatçılıkları,askeri yetenekleri ve uygarlık bakımından ileri olmaları sayesinde gittikleri yerlerde zorluk çekmediler.
Asya Hun Devleti (Büyük Hun Devleti)(Mö. 220-Ms.300)
-   Kurulduğu tarih kesin olarak bilinmemektedir. Tarihte bilinen ILK TÜRK DEVLETI'dir.Başkent Ötügen şehridir.
-** Bilinen ilk hükümdarı TUMAN (Teoman)'dır. - Çinliler Türk akınlarına karşı koymak için ÇIN SEDDI'ni yaptılar. *ÇIN SEDDI; 2450 km uzunluğunda , 11 metre yüksekliğinde 7,5 m gerişliğinde kalınlığındadır.Yinede Türk akınlarına engel olamamıştır.
*Türk-Çin savaşlarının temel sebebi Ipek Yoludur.
Teoman'dan sonra yerine oğlu METE HAN geçmiştir.
- Asya Hun devleti METE HAN zamanında en geniş sınırlarına ulaşmıştır.
- **Mete orduda 10'luk sistemi uyguladı. Günümüzde orduların çoğu daha bu sistemi kullanmaktadır.
- Oğuz Kağan Destanını önemli destanlarıdır. Bu destandaki kişinin Mete olduğu sanılmaktadır.
- Tarihte ilk defa bütün Türkleri tek bayrak altında toplayan Türk Devleti Asya Hun devletidir.
*Mete Çin'i vergiye bağlamış ancak almamıştır.Çünkü kalabalık Çin nüfusu içinde Türklerin Çinlileşmesinden çekinmiştir.
- Büyük Hun Devleti VERASET SISTEMI ve ÇIN SIYASETI nedeniyle önce parçalanmış sonrada yıkılmıştır.
Kavimler Göçü:
- Hun Devleti yıkıldıktan sonra Çin baskısından kurtulmak için bazı Hun boyları Itil'in batısına geçerek Karadenizin kuzeyine göç ettiler. Bu göç sırasında önüne çıkan devletleri ya yönetimine aldılar yada onlarda ileri doğru kaçtı.
- Tarihte devletlerin bu yer değiştirmesine Kavimler Göçü denilmektedir.
- Göç eden bu Türkler Avrupa Hun Devletini Kurdular.. 
Kavimler göçünün sonuçları:
- Roma Iparatorluğunun çöküşü hızlandı.Imparatorluk 395'te ikiye ayrıldı.
- 476'da batı Roma Imparatorluğu yıkıldı. Toprakları üzerinde birçok devlet kuruldu.
-Avrupa'nın etnik çehresi değişti.Yeni topluluklar ortaya çıktı.
- Avrupa bir karışıklık dönemi yaşadı
-Günümüz Avrupa devletlerinin temelleri atıldı.
-Avrupada feodalite dönemi başlamıştır.
-Avrupa Türk kültürüyle tanıştı.Balkanlarda Türk devletleri kuruldu.

6. Sınıf Türkçe Konu Anlatımı: Şiir Türleri


Konularına göre şiirler beşe ayrılır.
1. Lirik Şiir
İçten gelen heyecanları coşkulu bir dille anlatan duygusal şiir türüdür.
Bu nasıl ayrılık, bu nasıl veda
Gözlerin kal diyor, dudakların git
Bakışın anahtar gözlerin kilit
Ellerin aç diyor, dudakların git
dörtlüğü lirik bir şiirdir.
2. Epik Şiir
Savaş, kahramanlık ve yiğitlik gibi konuları coşkulu bir anlatımla işleyen şiirlere denir.
Dadaloğlu’m yarın kavga kurulur
Öter tüfek davlumbazlar vurulur
Nice koç yiğitler yere serilir
Ölen ölür kalan sağlar bizimdir
dörtlüğü epik şiirdir.
3. Didaktik Şiir
Belli bir düşünceyi aşılamak ya da belli bir konuda öğüt, bilgi vermek, ahlâkî bir ders çıkarmak amacıyla öğretici nitelikte yazılan duygu yönü zayıf şiir türüdür.
İlim, kula açılmış bir kucaktır;
Aydınlıktır, meşaledir, ocaktır.
İlmin yüzü samimidir, sıcaktır;
Cehaletin yüzü soğuk, buz oğul
dörtlüğü konusuna göre didaktik şiirdir.
4. Pastoral Şiir
Doğa güzelliklerini, orman, yayla, dağ, köy ve çoban yaşamını ve bunlara duyulan özlemleri anlatan şiir türüdür.
Sarı, yeşil, mavi renk renk
Çiçekler açmış ovada
Kelebekler benek benek
Dolaşıyorlar orada
dörtlüğü konusuna göre pastoral şiirdir.
5. Satirik Şiir
Toplum hayatındaki aksayan yönleri, düzensizlikleri, insanın değişik konulardaki eksikliklerini ve hatalarını eleştiren şiir türüdür.
Bir vakte erdi ki bizim günümüz
Yiğit belli değil, mert belli değil
Herkes yarasına derman arıyor
Deva belli değil, dert belli değil
dörtlüğü konusuna göre satirik şiirdir.

YAZILI KOMPOZİSYON TÜRLERİ


1. Roman
İnsanların başlarından geçen veya geçmesi mümkün görülen olayların yer ve zaman belirterek bütün ayrıntılarıyla ele alınan uzun yazılara denir.
Romanın ögeleri olay, kişi, çevre ve fikirdir. Bir romanda temel unsur “kişi”dir. 
2. Hikâye
İnsanları duygulandırmak ve heyecanlandırmak için onların başlarından geçmiş veya geçebilecek olayları sanatlı bir dille ve kısa biçimde anlatan yazılara denir.
Hikâyenin ögeleri olay, zaman ve çevre olmakla birlikte temel unsur “olay”dır.
3. Masal
Halkın hayal gücünden doğan gerçek dışı ve olağanüstü olaylarla süslü hikâyelere denir.
Hayal ürünü, gerçek dışı ve olağanüstü olayları anlatır. Zaman ve çevrenin belirsiz olduğu masallarda evrensel konular işlenir ve kahramanlar insanüstü nitelikler taşır. Eğiticilik esastır.
4. Makale
Herhangi bir konuda bilgi vermek, bir konuyu veya düşünceyi açıklamak ya da ispatlamak amacıyla yazılan fikir yazılarına denir.
Makalede temel unsur “fikir”dir. Gazete veya dergilerde yayınlanır.
5. Fıkra
Günlük olayları özel bir görüş ve düşünceye bağlayarak yorumlayan ciddî veya nükteli fikir yazılarına denir.
Gazete yazıları olan fıkralarda serbestçe seçilmiş güncel konular, sohbet havasında, ispatlamaya kalkmadan fakat bir sonuca ulaşılarak işlenir.
6. Sohbet (Söyleşi)
Bir konunun fazla derinleştirilmeden, okuyucuyla konuşuyormuş gibi bir anlatımla yazarın kişisel duygu ve düşüncelerini dile getirdiği fikir yazılarıdır.
Herkesi ilgilendiren güncel konuları, okuyucuyla konuşuyormuş gibi, sıcak ve samimi bir üslûpla işleyen gazete yazılarıdır.
7. Deneme
Herhangi bir konu üzerinde, kesin yargılara varmadan, özel görüş ve düşüncelerin kanıtlamaya kalkmadan, serbestçe ortaya konulduğu fikir yazılarıdır.
Bir birikime sahip olan yazar, düşüncelerini kendi kendisiyle konuşuyormuş gibi yazar. Temel unsur “düşünce”dir.
8. Eleştri (Tenkit)
Herhangi bir sanat eseri veya sanatçı üzerinde olumlu veya olumsuz görüşlerin ortaya konulduğu, bunların değerleri hakkındaki düşüncelerin belirtildiği, kısacası bir yargıya varıldığı yazılara denir. Tarafsız olunmalıdır.
9. Gezi (Seyahat) Yazısı
Gezilip görülen yerlerle ilgili bilgi, gözlem ve anıları yansıtan yazılara denir.
Gezilen yerlerdeki insanların yaşamı, gelenek görenekleri, o yörenin tarihî, coğrafî ve ekonomik özellikleri anlatır. Gerçeklere dayanmalıdır.
10. Anı (Hatıra)
Bir kimsenin kendisinin yaşadığı ya da tanık olduğu olayları sanat değeri taşıyan bir üslûpla anlattığı yazılardır.
11. Günlük
Ne gün yazıldığını hatırlamak için tarih atılan, çoğu zaman her günün sonunda olup bitenin sıcağı sıcağına anlatıldığı, olaylarla ilgili yorumlar değerlendirmeler yapıldığı yazılardır.
Yazılan defterlere “günlük” veya “günce” denir.
Günlük günü gününe yaşarken, anı ise yaşadıktan sonra akılda kaldığıyla yazılır.
12. Biyografi
Bir kimsenin özellikle insanlığa çeşitli yararları dokunmuş ünlü kişilerin hayatlarını anlatan yazılara denir.
Biyografilerde kişinin yaşadığı dönem, çevresi, hayat şartları, eserleri, düşünce yapısı, kişiliği ve yaptığı işler tarafsız ve gerçeklere dayanarak kronolojik bir sıraya (tarih sırası) göre işlenir.
13. Mektup
Genel anlamda mektup, birbirinden uzakta bulunan kişilerin duygu, düşünce, istek, dilek ve olayları duyurmada başvurdukları bir yazıdan oluşan haberleşme aracıdır.
Herhangi bir düşüncenin, görüşün veya bir tezin savunulması halka duyurulması amacıyla gazete ve dergilerde yayınlanan edebî metkuplar da vardır.
14. Tiyatro
Hayatta yaşanmış ve yaşanması mümkün olayları sahnede canlandırmak için yazılan eserlere denir.
Diğer yazı türlerinden farkı somut olmasıdır.
15. Fabl
İnsan dışındaki bitki, hayvan gibi canlı varlıklara ve eşya gibi cansız varlıklara insan kişiliği vererek, onları konuşturarak başlarından geçen olayları bir ibret dersi verecek biçimde anlatan yazılara denir.